petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

MÜJDE: GAZ BULUNDU

Kültür-Sanat 18.08.2021 - 12:03, Güncelleme: 10.02.2023 - 01:39 2521+ kez okundu.
 

MÜJDE: GAZ BULUNDU

Milletçe çok çabuk galeyana geliyoruz. Sormadan soruşturmadan elimizde sopalarla koşmaya, cezalandıracak birilerini aramaya başlıyoruz. Aslını araştırmadan, içeriğini tam olarak bilmeden sokaklara düşüyoruz. Ağzımızda bi dolu küfürler, argo sözler, asalım-keselim naraları ile sokak sokak dolaşıyoruz. Allah korusun birilerini bulunca da yargısız infazı oracıkta gerçekleştiriyoruz.
Geçmişten bugüne sayılabilecek pek çok örnek var. En yakın zamanda gerçekleşen orman yangınları ve başkentte gerçekleşen ırkçılık olayları maalesef içimizde biriktirdiğimiz öfkenin yeniden dışa vurduğunu gösterdi. Yangını çıkardığı düşünülen kişiler -ki zanlı bile olsa suçu işlerken görmediğimizden dolayı suçsuzdur- linç edilmeye çalışıldı. Ormanları yakan gerçekten onlar olsa bile cezasını verecek merci biz değiliz. Bu ülkenin adli mercileri, kolluk kuvvetleri bu işler için varken bizim böyle yolda gördüğümüz, olay mahallinde bir şekilde yakaladığımız kişi ya da kişileri cezalandırmaya kalkmamız ne derece doğru olabilir? Başkentte gerçekleşen münferit bir olayı tüm Suriyelilere atfeden ve onların evlerini yakıp yıkmaya çıkan elleri sopalı kişiler de böyleler. Biz böyle olayları münferit olarak düşünmekten çıkıp genele yayarsak sokağa kimseler çıkmasın. Tacizciler, tecavüzcüler, hırsızlar, arsızlar, ayyaşlar, katiller ve dahi tüm sabıkalılar tek bir milletten değiller. Onlar bu kötülükleri yaptı diye onların milletinin tamamı zan altında bırakılabilir mi? Çocuğundan yaşlısına, kadınından erkeğine her bir fert suçlu kabul edilebilir mi? Efendim, biz öyle mi dedik, diyenler çıkacaktır. Öyle demedik ama elimizde sopalarla koşturup Suriyelilerin evlerini yakıp yıkmak isteyenler evdekilerin hepsine zarar vermeyecek miydi? Yaşadığımız şehirde, Suriyeli misafirlerimiz hayatlarını idame ettirebilmek için devletin müsaade ettiği ölçüde çalışıyorlar. Bir tane meczup dışında el açan Suriyeli kimseyi görmedik. Suriyeli öğrencilerimizin hepsi çalışkan, başarılı çocuklar. aldıkları eğitimle dönerlerse kendi memleketlerine faydalı olacaklar, burada kalırlarsa bize… Peki, döndüklerinde ne anlatmalarını istersiniz bizler hakkında? Bize en kötü evlerini en pahalı şekilde kiraladılar mı desinler? Sokakta gezerken yüzümüze ekşi ekşi baktılar, hatta bize küfürler ettiler mi desinler? Birilerine kızdılar acısını bütün Suriyelilerden çıkardılar mı desinler? Ülkemizde savaş vardı, güvenemedik, korktuk, dönemedik diye bize her seferinde gidin artık diye baskı yaptılar mı desinler? Bir faşist belediye başkanı da suyu, vergiyi on kat pahalı vereceğini sosyal medyada bangır bangır bağırarak bize karşı nefretin oluşmasını hatta artmasını sağladı mı desinler? Biz Ensar olalım, içimizdeki sansarlara nefret söylemli dili bozuklara kulak vermeyelim. Devletimiz yetkili organlarıyla misafirlerimizi nasıl ağırlayacağını, kendi ülkelerine nasıl döneceklerini planlasın ve sağlasın. Beceriksiz olduğunu düşünüyorsanız bu yöneticilerin, ülkemizde demokrasi var, sorunu çözebileceğini düşündüğünüz kişilere oylarınızı verirsiniz. Etrafa yargı dağıtan, yola düşüp elinde sopalarla, dilinde ağır sözlerle sizi galeyana getirmeye çalışanlara kulak vermeyin. Bakın Yüce Yaradan ne diyor: “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz.” (Hucurat, 6) Ahmet KAFKAS  
Milletçe çok çabuk galeyana geliyoruz. Sormadan soruşturmadan elimizde sopalarla koşmaya, cezalandıracak birilerini aramaya başlıyoruz. Aslını araştırmadan, içeriğini tam olarak bilmeden sokaklara düşüyoruz. Ağzımızda bi dolu küfürler, argo sözler, asalım-keselim naraları ile sokak sokak dolaşıyoruz. Allah korusun birilerini bulunca da yargısız infazı oracıkta gerçekleştiriyoruz.

Geçmişten bugüne sayılabilecek pek çok örnek var. En yakın zamanda gerçekleşen orman yangınları ve başkentte gerçekleşen ırkçılık olayları maalesef içimizde biriktirdiğimiz öfkenin yeniden dışa vurduğunu gösterdi.

Yangını çıkardığı düşünülen kişiler -ki zanlı bile olsa suçu işlerken görmediğimizden dolayı suçsuzdur- linç edilmeye çalışıldı. Ormanları yakan gerçekten onlar olsa bile cezasını verecek merci biz değiliz. Bu ülkenin adli mercileri, kolluk kuvvetleri bu işler için varken bizim böyle yolda gördüğümüz, olay mahallinde bir şekilde yakaladığımız kişi ya da kişileri cezalandırmaya kalkmamız ne derece doğru olabilir?

Başkentte gerçekleşen münferit bir olayı tüm Suriyelilere atfeden ve onların evlerini yakıp yıkmaya çıkan elleri sopalı kişiler de böyleler. Biz böyle olayları münferit olarak düşünmekten çıkıp genele yayarsak sokağa kimseler çıkmasın. Tacizciler, tecavüzcüler, hırsızlar, arsızlar, ayyaşlar, katiller ve dahi tüm sabıkalılar tek bir milletten değiller. Onlar bu kötülükleri yaptı diye onların milletinin tamamı zan altında bırakılabilir mi? Çocuğundan yaşlısına, kadınından erkeğine her bir fert suçlu kabul edilebilir mi? Efendim, biz öyle mi dedik, diyenler çıkacaktır. Öyle demedik ama elimizde sopalarla koşturup Suriyelilerin evlerini yakıp yıkmak isteyenler evdekilerin hepsine zarar vermeyecek miydi?

Yaşadığımız şehirde, Suriyeli misafirlerimiz hayatlarını idame ettirebilmek için devletin müsaade ettiği ölçüde çalışıyorlar. Bir tane meczup dışında el açan Suriyeli kimseyi görmedik. Suriyeli öğrencilerimizin hepsi çalışkan, başarılı çocuklar. aldıkları eğitimle dönerlerse kendi memleketlerine faydalı olacaklar, burada kalırlarsa bize…

Peki, döndüklerinde ne anlatmalarını istersiniz bizler hakkında?

Bize en kötü evlerini en pahalı şekilde kiraladılar mı desinler?

Sokakta gezerken yüzümüze ekşi ekşi baktılar, hatta bize küfürler ettiler mi desinler?

Birilerine kızdılar acısını bütün Suriyelilerden çıkardılar mı desinler?

Ülkemizde savaş vardı, güvenemedik, korktuk, dönemedik diye bize her seferinde gidin artık diye baskı yaptılar mı desinler?

Bir faşist belediye başkanı da suyu, vergiyi on kat pahalı vereceğini sosyal medyada bangır bangır bağırarak bize karşı nefretin oluşmasını hatta artmasını sağladı mı desinler?

Biz Ensar olalım, içimizdeki sansarlara nefret söylemli dili bozuklara kulak vermeyelim. Devletimiz yetkili organlarıyla misafirlerimizi nasıl ağırlayacağını, kendi ülkelerine nasıl döneceklerini planlasın ve sağlasın. Beceriksiz olduğunu düşünüyorsanız bu yöneticilerin, ülkemizde demokrasi var, sorunu çözebileceğini düşündüğünüz kişilere oylarınızı verirsiniz.

Etrafa yargı dağıtan, yola düşüp elinde sopalarla, dilinde ağır sözlerle sizi galeyana getirmeye çalışanlara kulak vermeyin. Bakın Yüce Yaradan ne diyor: “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz.”

(Hucurat, 6)

Ahmet KAFKAS

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.