petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

MASKELİ BALOYA NE DERSİNİZ

Eğitim 07.01.2022 - 09:38, Güncelleme: 10.02.2023 - 01:39 2938+ kez okundu.
 

MASKELİ BALOYA NE DERSİNİZ

Gün geçmiyor ki başımıza örülen ağlara bir yenisi daha eklenmesin!
Toplumsal kaygılarımızı çalmışlar bizden habersiz! Evlerimizin içine kadar girmişler; çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, erkeklerimizi, yaşlılarımızı, gençlerimizi hedef almışlar; almaya da devam ediyorlar. Her gün biri bizi gözetliyorken yaşamamız imkânsızdır. Bunu hepimiz kabul ederiz. Evinize birini yerleştireceğiz, sizin bütün hareketlerinizi gözetleyecek, yapmanız gerekenlere o karar verecek, istemediğimiz bir şeyi yaparsanız o kişi sizi çeşitli yollarda uyarıp bizim istediğimiz yöne doğru çevirecek deseler en şiddetli şekilde karşı çıkarız bunu diyenlere. Peki, bu olmadı mı? Evlerimizin en ücra köşelerine kadar girmediler mi? Sabah uyanacağımız saati onlar belirlediler, sokağa çıkarken giyeceğimiz kıyafetleri onlar belirlediler, akşam sofraya koyacağımız yemeği onlar belirlediler, çay ya da başka bir şey içeceksek onlar belirlediler, vaktimizi nasıl geçireceğimizi onlar belirlediler, bize film izlettiler, dizi izlettiler, bizler de oturup saatlerce izlemedik mi? Aman canım, izledik de ne oldu? Vakit öldürdük (!) işte, bunda ne kötülük var ki diyebilirsiniz. İşlerin aldığı boyutu iyice gözlemlersek, başladığımız yer ile geldiğimiz noktayı iyice idrak edebilirsek ne kadar kötülük yapıldığını görebiliriz. Annelerimize Rosa Maria, Rosa Linda gibi Brezilya dizileri izleterek başladılar. Ardından Amerikan western sinemaları ülkenin resmî kanalından boca edildi üzerimize yıllarca, defalarca defalarca izlettiler. Amerika kıtasının yerlisi olan işgale uğramış ve bir avuç bırakılmış insanlarına işgalci olanların nasıl zulümler yaptığını göremedik. Çocuklarımız tahtadan yaptığı silahlarla Kızılderili öldürme oyunu oynadı, Babalar ve ağabeyler ellerinde duran dumanlı insan aracını üfleyip durdular, Amerikan markasını bir ayrıcalık gibi gömleklerinin kalp hizasındaki ceplerinde taşıdılar. Yalan Rüzgarı ve Dallas gibi dizilerle aile içi çarpık ilişkiler normalleştirilirken çocuklar da evimizdeki uzaylı ALF ile oyalanmaya çalışıldı. Zaman ilerledi, bizdeki beyaz perde de bundan etkilendi. Sinema salonlarına ailece gidip izlenilen o filmler kimbilir ne kadar etkili oldu. Kadınlar hep birer meta olarak kullanıldı; gazozlarına ilaç atılan, coşkun bir oyuncu tarafından kötü yola sürüklenen birer meta… Gençler daima oyunda, eğlencede bir hayat sürmesi gereken birer bağımlı gibi gösterildi. Gösterildi ama öyle değildi ki diyebilirsiniz! Zaten çerçeveyi çizenler öyle olmayan milletleri o çerçeveye çekebilmek için bütün oyunlarını kurmakta değiller mi? Bizi psikolojik, kültürel, sosyolojik işgale uğratmaya devam ettiler. Bitti mi, tabii ki hayır! TV prime time kuşaklarında, insanların en çok izlediği zamanlarda, İslam dini tartışıldı. Bir yandan din âlimi (!) yaftasıyla çıkarılan kişiler ifsad vazifelerini hakkıyla yerine getirilirken diğer yandan da ellerinde kadehlerle tartışma programlarında İslam dini konuşuldu. Görev bitti mi, tabii ki hayır! İfsad vazifesi devam etti, halen de devam ediyor. Son dönemlerde TV, sinema, sosyal medya yoluyla ifsad vazifesi yoğun bir biçimde yerine getirilmeye devam ediyor. Amerikan menşeli bir kanalda “Maske – Sen Kimsin?” deniliyor. Programın içeriği aslında eğlenceli, merak uyandıran bir şeymiş gibi gösteriliyor. Ancak kullanılan maskelere bir bakalım: haç işaretli maske, boynuzlu maske, hayvan kafalı maskeler, unicornlu maske… Bireysel kimliğin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı, insanların birer köle haline getirildiği, robotlaştırılmaya çalışıldığı bir furyanın tam ortasına düştük, düşürüldük. Çoluk çocuk oturup bunları izliyoruz. Kimbilir kaç çocuğun rüyasında kâbus görmesine sebep oldu, bunu bilemiyoruz. Etkilerini ileride çok net bir şekilde görebileceğiz. Bunlar ve daha pek çoğundan çocukları, aileleri nasıl koruyacağız? Kapat, kapat bitmiyor. O yasak, bu yasak demekten bıkan ebeveynler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Peki, ne yapılmalı, nasıl yapılmalı? Birilerinin çizdiği çemberin içerisinde ne kadar mücadele ederseniz edin yaptığınız her hamle çemberi çizenlerin işine yarayacaktır. O yüzden kendi çerçevemizi çizmeliyiz. Çizdiğimiz bu çerçeve yüzyılların birikimi örf ve adetlerimiz, İslam dininin getirdiği kurallar, Ehl-i sünnet inancının gereği olan tavır ve davranışlarla şekillenmelidir. Böyle bir eğitim sistemi, böyle bir yaşam standardı, böyle bir aile hayatı, böyle bir sokak yaşantısı, böyle bir sinema, böyle bir edebiyat, böyle bir sanat, böyle bir teknoloji, böyle bir bilim olmalıdır. Oturup günlerce bu konu üzerine kafa patlatmalıyız. Kararlar alıp uygulamalıyız. Öncelikle işe aileden başlamalıyız. Her birey, her ebeveyn kendi ailesinden işe başlamalı. “Biz” olmayan bir şeyi çerçeveye koymamalı, çerçeveyi kendimiz yukarıda bahsettiğim koşullara göre doldurmalıyız. Geç mi kaldık? Evet, geç kaldık ama zararın neresinden dönersen kârdır. Vesselam... Ahmet KAFKAS
Gün geçmiyor ki başımıza örülen ağlara bir yenisi daha eklenmesin!

Toplumsal kaygılarımızı çalmışlar bizden habersiz! Evlerimizin içine kadar girmişler; çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, erkeklerimizi, yaşlılarımızı, gençlerimizi hedef almışlar; almaya da devam ediyorlar.

Her gün biri bizi gözetliyorken yaşamamız imkânsızdır. Bunu hepimiz kabul ederiz. Evinize birini yerleştireceğiz, sizin bütün hareketlerinizi gözetleyecek, yapmanız gerekenlere o karar verecek, istemediğimiz bir şeyi yaparsanız o kişi sizi çeşitli yollarda uyarıp bizim istediğimiz yöne doğru çevirecek deseler en şiddetli şekilde karşı çıkarız bunu diyenlere.

Peki, bu olmadı mı? Evlerimizin en ücra köşelerine kadar girmediler mi? Sabah uyanacağımız saati onlar belirlediler, sokağa çıkarken giyeceğimiz kıyafetleri onlar belirlediler, akşam sofraya koyacağımız yemeği onlar belirlediler, çay ya da başka bir şey içeceksek onlar belirlediler, vaktimizi nasıl geçireceğimizi onlar belirlediler, bize film izlettiler, dizi izlettiler, bizler de oturup saatlerce izlemedik mi?

Aman canım, izledik de ne oldu? Vakit öldürdük (!) işte, bunda ne kötülük var ki diyebilirsiniz. İşlerin aldığı boyutu iyice gözlemlersek, başladığımız yer ile geldiğimiz noktayı iyice idrak edebilirsek ne kadar kötülük yapıldığını görebiliriz.

Annelerimize Rosa Maria, Rosa Linda gibi Brezilya dizileri izleterek başladılar. Ardından Amerikan western sinemaları ülkenin resmî kanalından boca edildi üzerimize yıllarca, defalarca defalarca izlettiler. Amerika kıtasının yerlisi olan işgale uğramış ve bir avuç bırakılmış insanlarına işgalci olanların nasıl zulümler yaptığını göremedik. Çocuklarımız tahtadan yaptığı silahlarla Kızılderili öldürme oyunu oynadı, Babalar ve ağabeyler ellerinde duran dumanlı insan aracını üfleyip durdular, Amerikan markasını bir ayrıcalık gibi gömleklerinin kalp hizasındaki ceplerinde taşıdılar.

Yalan Rüzgarı ve Dallas gibi dizilerle aile içi çarpık ilişkiler normalleştirilirken çocuklar da evimizdeki uzaylı ALF ile oyalanmaya çalışıldı. Zaman ilerledi, bizdeki beyaz perde de bundan etkilendi. Sinema salonlarına ailece gidip izlenilen o filmler kimbilir ne kadar etkili oldu. Kadınlar hep birer meta olarak kullanıldı; gazozlarına ilaç atılan, coşkun bir oyuncu tarafından kötü yola sürüklenen birer meta… Gençler daima oyunda, eğlencede bir hayat sürmesi gereken birer bağımlı gibi gösterildi. Gösterildi ama öyle değildi ki diyebilirsiniz! Zaten çerçeveyi çizenler öyle olmayan milletleri o çerçeveye çekebilmek için bütün oyunlarını kurmakta değiller mi?

Bizi psikolojik, kültürel, sosyolojik işgale uğratmaya devam ettiler. Bitti mi, tabii ki hayır! TV prime time kuşaklarında, insanların en çok izlediği zamanlarda, İslam dini tartışıldı. Bir yandan din âlimi (!) yaftasıyla çıkarılan kişiler ifsad vazifelerini hakkıyla yerine getirilirken diğer yandan da ellerinde kadehlerle tartışma programlarında İslam dini konuşuldu. Görev bitti mi, tabii ki hayır! İfsad vazifesi devam etti, halen de devam ediyor.

Son dönemlerde TV, sinema, sosyal medya yoluyla ifsad vazifesi yoğun bir biçimde yerine getirilmeye devam ediyor. Amerikan menşeli bir kanalda “Maske – Sen Kimsin?” deniliyor. Programın içeriği aslında eğlenceli, merak uyandıran bir şeymiş gibi gösteriliyor. Ancak kullanılan maskelere bir bakalım: haç işaretli maske, boynuzlu maske, hayvan kafalı maskeler, unicornlu maske…

Bireysel kimliğin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı, insanların birer köle haline getirildiği, robotlaştırılmaya çalışıldığı bir furyanın tam ortasına düştük, düşürüldük. Çoluk çocuk oturup bunları izliyoruz. Kimbilir kaç çocuğun rüyasında kâbus görmesine sebep oldu, bunu bilemiyoruz. Etkilerini ileride çok net bir şekilde görebileceğiz.

Bunlar ve daha pek çoğundan çocukları, aileleri nasıl koruyacağız? Kapat, kapat bitmiyor. O yasak, bu yasak demekten bıkan ebeveynler ne yapacaklarını şaşırmış durumda.

Peki, ne yapılmalı, nasıl yapılmalı?

Birilerinin çizdiği çemberin içerisinde ne kadar mücadele ederseniz edin yaptığınız her hamle çemberi çizenlerin işine yarayacaktır. O yüzden kendi çerçevemizi çizmeliyiz. Çizdiğimiz bu çerçeve yüzyılların birikimi örf ve adetlerimiz, İslam dininin getirdiği kurallar, Ehl-i sünnet inancının gereği olan tavır ve davranışlarla şekillenmelidir. Böyle bir eğitim sistemi, böyle bir yaşam standardı, böyle bir aile hayatı, böyle bir sokak yaşantısı, böyle bir sinema, böyle bir edebiyat, böyle bir sanat, böyle bir teknoloji, böyle bir bilim olmalıdır.

Oturup günlerce bu konu üzerine kafa patlatmalıyız. Kararlar alıp uygulamalıyız. Öncelikle işe aileden başlamalıyız. Her birey, her ebeveyn kendi ailesinden işe başlamalı. “Biz” olmayan bir şeyi çerçeveye koymamalı, çerçeveyi kendimiz yukarıda bahsettiğim koşullara göre doldurmalıyız. Geç mi kaldık? Evet, geç kaldık ama zararın neresinden dönersen kârdır. Vesselam...

Ahmet KAFKAS

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.