petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

EN BABA KAMPANYA

21.06.2021 - 17:01, Güncelleme: 10.02.2023 - 01:39 3009+ kez okundu.
 

EN BABA KAMPANYA

Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz pazar günü tüm dünyada babalar günü olarak kutlandı. En güzel hediyeleri seçip aldık, en güzel cümleleri hazırladık, çıktık babaların karşısına, verdik hediyelerimizi en güzel cümlelerle.
Çok sevindiler, mutlu oldular, hatta gözlerinden yaşlar damlayanlar dahi oldu. Tabii ki güzel şeydir hatırlanmak, değer görmek, kıymet bilinmek. Pek tasvip etmesek de artık bekler olduk bu günlerin gelmesini. Bir şeyler eksik olduğu için hayatımızda bu günleri bekler olduk. Kadir kıymet bilmeyen evlatlarımız oldu. Kendisine bakmak zorunda olduğunu düşünen, bütün yapılanlara rağmen kendi özgür rotasını çizip düştüğünde ilk aradığı baba eli olan çocuklar yetiştirdik. Evde iş yaptırmadığımız, tarlada çift sürdürmediğimiz, sırtını sıvazladığımız, saçlarını okşadığımız çocuklarımız oldu. Çocuklarımız çocuk olmaktan çıktı, babadan baba, anneden anne oldu. Her isteği yerine getirilmek zorunda olan birer prens ya da prense dönüştü. Yapılmayanlar için çeşitli kozları kullanır oldular. Kendi vazifelerini unutup ebeveyn vazifelerini hatırlatır oldular. Ellerine en son çıkanlarından tabletler, telefonlar tutuşturduk, üstlerine en son moda kıyafetler alıp süsledik, odalarını son model mobilyalarla donattık, gak deyince su, guk deyince ekmek verdik. Sinemaya gidelim dediler, götürdük; AVM’ye gidelim dediler, götürdük; tatile gidelim dediler; götürdük; hamburger istediler, yedirdik; çikolatayla doyurduk. Nihayetinde karnı tok, sırtı pek, keyfi yerinde, keyfi gıcır bir çocuk ahalimiz oldu. Diğer yandan bakalım mı? Devlet okulu yetmedi, özel okula gönderdik. Derste eksiğim dedi, özel dersler aldırdık. Kitabım yok dedi,, kaynak kitap doldurduk, testler, denemeler, kurslar, yurtlar her ne isterse yaptık, önlerine koyduk. Sonra nimetler içinde boğulan çocuklarımız kendi görev ve sorumluluklarını bilmeyen, bilse de işine gelmediği için yapmayan birer canavar haline geliverdiler. Adliyelerde tutulan zabıt kayıtlarını ya da çocuk polis merkezine gelen şikâyetleri inceleme fırsatı bulanlar ne demek istediğimi anlamakta zorluk çekmeyeceklerdir. Gece yarısı sokaklarda dolaşıp dolaşıp anne ve babasının onca uyarısına rağmen evin yolunu bulamayan çocuğuna bağırdığı için salya sümük şikâyet için koşan çocukların ağlamaları sızlamaları karşılık buldu. Babası istemediği halde herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye gitmek isteyen çocuğu babası kolundan tutup çekti diye şikâyete koştu, şikâyet babaya hapis cezası olarak döndü. Oğlu ya da kızı içki, uyuşturucu müptelası olmasın diye gece gündüz peşinden koşmalarına rağmen bu koşturmaları esnasında rahatsız olan çocuk şikâyete gitti, baba cezaevine gitti. Ama neyse geldi ya babalar günü, haydi kutlu olsun diyerek çayımızı huzurla içebilir miyiz? Bir şeyler yapılmalı! Öncelikle aileler evlatlarını gerçek bir çocuk gibi yetiştirmeli. Çocukların her istediği gerçekleştirilmemeli, her istediği alınmamalı. Çocuğa görev ve sorumlulukları öğretilmeli. Çocuğa evde görev verilmeli, iş paylaşımı yapılmalı. Çocukla ebeveynler iyi bir iletişim halinde olmalı. Çocuk ötelenmemeli, köşeye itilmemeli, yalnız bırakılmamalı. Derdini paylaşacağı ilk başvuru mecrası ailesi olmalı. Odana git, ders çalış, ödevini yap gibi cümleler kurmak yerine sorumluluklarıyla yüzleşmelerine müsaade edilmeli. Bunlar ailelerin yapacağı işlerden bazıları. Peki, devlet olarak neler yapılmalı? Çocuk yetiştirme konusunda aile eğitimleri detaylandırılmış bir şekilde yeniden başlatılmalı. Çocuk yetiştirme konusunda milli manevi değerler ön plana alınmalı, bu çerçeveye uygun bir metot belirlenmelidir. Okullarda çocukların şiddet görmesi engellenmeli elbette. Bu önemli bir zorunluluk. Ancak çocuğu okulda kral ilan edecek serbestlik kaldırılmalıdır. Eğitim zorunlu hale getirildiyse zorunluluğu imkânlarla desteklemeli, eğitim almak istemeyen, mesleki eğitime geçmek isteyenlere bu mümkün hale getirilmelidir. Öğretmene hak ettiği saygınlık yeniden kazandırılmalıdır. Öğretmen,  sözü geçer hale getirilmelidir. Sınıfta kalmayacağını, her ne olursa olsun okuldan atılmayacağını bilen bir öğrenci topluluğu yerine eğitimi talep eden çocuklara fırsatlar sonuna kadar açılmalıdır. Bir babalar günü ardından söylenecek o kadar çok konu var ki başka yazılarda bunlara değinebiliriz. En baba kararları almak en babalara yakışır. Vesselam.  
Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz pazar günü tüm dünyada babalar günü olarak kutlandı. En güzel hediyeleri seçip aldık, en güzel cümleleri hazırladık, çıktık babaların karşısına, verdik hediyelerimizi en güzel cümlelerle.

Çok sevindiler, mutlu oldular, hatta gözlerinden yaşlar damlayanlar dahi oldu.

Tabii ki güzel şeydir hatırlanmak, değer görmek, kıymet bilinmek. Pek tasvip etmesek de artık bekler olduk bu günlerin gelmesini.

Bir şeyler eksik olduğu için hayatımızda bu günleri bekler olduk. Kadir kıymet bilmeyen evlatlarımız oldu. Kendisine bakmak zorunda olduğunu düşünen, bütün yapılanlara rağmen kendi özgür rotasını çizip düştüğünde ilk aradığı baba eli olan çocuklar yetiştirdik.

Evde iş yaptırmadığımız, tarlada çift sürdürmediğimiz, sırtını sıvazladığımız, saçlarını okşadığımız çocuklarımız oldu. Çocuklarımız çocuk olmaktan çıktı, babadan baba, anneden anne oldu. Her isteği yerine getirilmek zorunda olan birer prens ya da prense dönüştü. Yapılmayanlar için çeşitli kozları kullanır oldular. Kendi vazifelerini unutup ebeveyn vazifelerini hatırlatır oldular.

Ellerine en son çıkanlarından tabletler, telefonlar tutuşturduk, üstlerine en son moda kıyafetler alıp süsledik, odalarını son model mobilyalarla donattık, gak deyince su, guk deyince ekmek verdik. Sinemaya gidelim dediler, götürdük; AVM’ye gidelim dediler, götürdük; tatile gidelim dediler; götürdük; hamburger istediler, yedirdik; çikolatayla doyurduk.

Nihayetinde karnı tok, sırtı pek, keyfi yerinde, keyfi gıcır bir çocuk ahalimiz oldu. Diğer yandan bakalım mı? Devlet okulu yetmedi, özel okula gönderdik.

Derste eksiğim dedi, özel dersler aldırdık. Kitabım yok dedi,, kaynak kitap doldurduk, testler, denemeler, kurslar, yurtlar her ne isterse yaptık, önlerine koyduk. Sonra nimetler içinde boğulan çocuklarımız kendi görev ve sorumluluklarını bilmeyen, bilse de işine gelmediği için yapmayan birer canavar haline geliverdiler.

Adliyelerde tutulan zabıt kayıtlarını ya da çocuk polis merkezine gelen şikâyetleri inceleme fırsatı bulanlar ne demek istediğimi anlamakta zorluk çekmeyeceklerdir.

Gece yarısı sokaklarda dolaşıp dolaşıp anne ve babasının onca uyarısına rağmen evin yolunu bulamayan çocuğuna bağırdığı için salya sümük şikâyet için koşan çocukların ağlamaları sızlamaları karşılık buldu. Babası istemediği halde herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye gitmek isteyen çocuğu babası kolundan tutup çekti diye şikâyete koştu, şikâyet babaya hapis cezası olarak döndü. Oğlu ya da kızı içki, uyuşturucu müptelası olmasın diye gece gündüz peşinden koşmalarına rağmen bu koşturmaları esnasında rahatsız olan çocuk şikâyete gitti, baba cezaevine gitti.

Ama neyse geldi ya babalar günü, haydi kutlu olsun diyerek çayımızı huzurla içebilir miyiz?

Bir şeyler yapılmalı!

Öncelikle aileler evlatlarını gerçek bir çocuk gibi yetiştirmeli.

Çocukların her istediği gerçekleştirilmemeli, her istediği alınmamalı.

Çocuğa görev ve sorumlulukları öğretilmeli.

Çocuğa evde görev verilmeli, iş paylaşımı yapılmalı.

Çocukla ebeveynler iyi bir iletişim halinde olmalı.

Çocuk ötelenmemeli, köşeye itilmemeli, yalnız bırakılmamalı.

Derdini paylaşacağı ilk başvuru mecrası ailesi olmalı.

Odana git, ders çalış, ödevini yap gibi cümleler kurmak yerine sorumluluklarıyla yüzleşmelerine müsaade edilmeli.

Bunlar ailelerin yapacağı işlerden bazıları. Peki, devlet olarak neler yapılmalı?

Çocuk yetiştirme konusunda aile eğitimleri detaylandırılmış bir şekilde yeniden başlatılmalı.

Çocuk yetiştirme konusunda milli manevi değerler ön plana alınmalı, bu çerçeveye uygun bir metot belirlenmelidir.

Okullarda çocukların şiddet görmesi engellenmeli elbette. Bu önemli bir zorunluluk. Ancak çocuğu okulda kral ilan edecek serbestlik kaldırılmalıdır.

Eğitim zorunlu hale getirildiyse zorunluluğu imkânlarla desteklemeli, eğitim almak istemeyen, mesleki eğitime geçmek isteyenlere bu mümkün hale getirilmelidir.

Öğretmene hak ettiği saygınlık yeniden kazandırılmalıdır.

Öğretmen,  sözü geçer hale getirilmelidir.

Sınıfta kalmayacağını, her ne olursa olsun okuldan atılmayacağını bilen bir öğrenci topluluğu yerine eğitimi talep eden çocuklara fırsatlar sonuna kadar açılmalıdır.

Bir babalar günü ardından söylenecek o kadar çok konu var ki başka yazılarda bunlara değinebiliriz.

En baba kararları almak en babalara yakışır. Vesselam.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.