Dövüşmeden Dövüşme Sanatları
Eski antrenörler iyi bilir öfke kontrolünü, tatami disiplini minderde öncelik öfke kontrolünü öğretirlerdi. Öfke kontrolünü artık eğiticiler unuttu yahut yeni nesil antrenörler bilmiyor. Öfke kontrolünü öğretmediğimiz takdirde her eğittiğimiz sporcu tehlikeli bir patlamaya hazır silah haline getiriyoruz bunun farkında mıyız? Bu gerçek dövüş sanatların çalışmasının nihai hedef değildir. Bir çoğunun bunu unuttuğunu biliyorum. Bruce Lee'nin “Ejderha Girin” filminde Auzzie'nin "tarzı" konusunda kendisine meydan okuduğu tekne sahnesini çok iyi hatırlıyorum. Ne yazık ki bunu modern zamanlarda birçok öğrenci ve eğitmen için kaybedilmiş olarak görüyorum. Çok fazla ego ve buna gerek yok. Spor ilkelerimiz var, bunlardan biri "Sadece kendi hayatımı ve başkalarının hayatlarını korumak için savaşacağım" Maçlar, kupalar kazanmak için ya da biri seni sinirlendiren bir şey söyledi diye zarar verme eylemine geçiyoruz hani spor ahlakı.
Sporda an zayıf hale geldiği eksik olan, öfke kontrolünü eğitimini bir kenara koymamızdan kaynaklanıyor. Uzak doğu sporlarında ilk öğretilen kuraldı. Öfke insanları kontrol ettiğinde ve sen öfkeye bağımlı hale geldiğinde o seni kontrol eder, sen onu kontrol edemezsin.
Bu yüzden öfkeyle ilgili eski bir sözüm vardır. “Öfkeye tutunmak, başkasına atmak için sıcak bir kömürü tutmak gibidir yanan sensin”
Dövüşmeden dövüşme sanatı biriyle bir tartışmanız olduğunda, sonucu ne olursa olsun, zihninizde tekrar tekrar cevap verdiğinizi hiç fark ettiniz mi? Bunun nedeni, zihninizin disiplinsiz olmasıdır. Çatışma bittiğinde, o an için bile olsa bırakın, sizi buna bağlayan duyguları serbest bırakın. Gerçek savaşçı, savaş konusunda duygusuzdur çünkü savaşın kişisel olmadığının farkındadır. Şunu unutmayın insanlar bir olumsuz halinde 3 şey beyine sinyal verir. Biri öldürmek, biri öldürmek, diğeri de öldürmek.
Uluslararası Akademi Geleneksel Dövüş Sanatları Doktora Bilal Çelebi