Fiyat Dengesi ve İstikrarı İçin Yetki Paylaşımı Şart
Türkiye Meyve Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Alaattin Gülal yaptığı açıklamada; “Dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz ve yükselen enflasyon fırtınası Türk tarımını da bir darboğazın içerisine itmiştir. Tarım çalışanlarımızın bu sıkıntılı süreçten kurtulabilmesi ve verimli bir üretimi gerçekleştirebilmesi için iktidar tarafından bazı tedbirlerin alınması ve avantajların sağlanması kaçınılmazdır. Bunun ardından, tahıl ve hububat üretimi, onun ardından da meyve ve Hayvancılık dediğimizde, küçük ve büyük baş hayvancılığı birlikte değerlendirmemiz gerekiyor ki arıcılıktan tavukçuluğa, koyunculuktan sığır ve mandacılığa kadar geniş bir çeşitliliği kapsıyor. Bu alana baktığımızda büyük işletmelerden daha ziyade küçük aile işletmeleri karşımıza çıkıyor. Küçük işletmelerin kuruluşunu ve işleyişini ele aldığımızda, büyük çoğunluğu şehirde esnaflık yapan veya küçük ölçekli sanayi işletmecisi olan kesimlerin bir taraftan da köyündeki baba toprağında hayvancılık yaptığını görüyoruz. Eğer hükümet bu küçük aile işletmeleri şeklindeki üretim sahiplerine faizsiz kredi imkanı sağlayarak, mazot ve gübre fiyatlarında destek vererek, yahut da hibe desteği vererek katkı sağlamış olsa hayvancılığın gelişmesiyle birlikte dolaylı olarak esnaf ve sanayi kesimi de yararlanmış olacak. Hayvancılığın gelişmesiyle birlikte; gübre üretimi artacak, böylece toprağın verimi yükselecek,-şehirlere yığılan kırsal kesim, tekrar köylere yerleşecek, bakir topraklar işlenecek, üretim ve rekolte artacak.-Et, süt, yağ ve onlardan üretilen bir yığın temel gıda maddeleri bollaşacak, dolayısıyla da ucuzlayacak. Böylece piyasalarda bolluk meydana gelecek. Tüketici de rahatlayacak. Buna ilaveten 7338 sayılı kanunla çıkmış olan çiftçilerden yapılan kesintilerin kaldırılmasının ve geriye dönük olan kesintilerin çiftçilere iade edilecek olması da büyük bir önem arz etmektedir. Hükümetin bu olumlu icraatının çiftçilerimiz açısından çok olumlu bir katkı sağladığına inanıyorum. Tarım üreticisinin emeğinin karşılığının zayi olmaması, emeğin aracılar tarafından gasp edilmemesi için Üretici Birliklerinin varlığı ve etkinliğinin artırılması hayati bir önem arz etmektedir. Üretim ve tüketim arasındaki uçurum işte bu sebeple aşırı derecede açılmaktadır. Konuyla ilgili geçmişte Tarım Bakanlığına ve Ticaret Bakanlığına defalarca 5200 sayılı kanunda Üretici Birliklerine verilmiş olan “yetki paylaşımının” Tarım Bakanlığı bürokratları tarafından, bu yıl, önümüzdeki yıl diye diye 15 yılımız heba olup gitti. Yetki gaspına bir türlü engel olunamadı. Ticaret Bakanlığıyla,2013 yılından bu yana, 5957 Hâl Kanunu, yine 5200 sayılı kanunda olduğu gibi yetki paylaşımının gerçekleştirilmediğinden “çiftçi de 1 TL Markette 8 TL” manzarası ülkemizin gündeminden düşmüyor. Bu çarpıklık yılda en az 4 veya 5 kez ulusal basında dillendiriliyor. Kısacası, kanun var, üretici örgütleri var, ancak yetkileri sınırlı. Bu tıkanıklığın ve yetki paylaşımı probleminin en kısa zamanda çözülmesi lazım. Üretici Birliklerine, üreticinin malını alabilme, depolama, paketleme imkan ve desteklerin sağlanması gerekir. Bu durumda; Hem üretici, hem de tüketici kazanır, mağduriyete uğramazlar. Böylece ekonomik fiyat istikrarı da sağlanmış olur. Üretim artar. İhracat artar. Hem üretici kazanır hem devletimiz” diye konuştu.
HARUN YAZICI