petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

SAADET PARTİSİ NEDEN HAYIR DİYOR

Siyaset 25.01.2017 - 13:36, Güncelleme: 10.02.2023 - 01:39 2966+ kez okundu.
 

SAADET PARTİSİ NEDEN HAYIR DİYOR

Saadet Partisi 19 Mayıs İlçe Başkanı Yusuf Yarım Başkanlık sistemi hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.
Saadet Partisi 19 Mayıs İlçe Başkanı Yusuf Yarım yaptığı açıklamada: “Saadet Partisi olarak bizler tarihi sorumluluğumuzun farkında olarak, bu referandumda hayır diyeceğimizi belirtmemizin hemen ardından, yandaş medyada ve sosyal medyada her zaman olduğu gibi yine bir linç ve karalama kampanyası başladığını maalesef üzülerek görmekteyiz. Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki bizler Saadet Partisi olarak ülkemizin milletimizin, ümmetin, İslam Alemi’ nin adına alınan her kararı destekleriz. Fakat yeni hazırlanan pakette buna dair bir şey göremiyoruz. Belki kısa vadede bunun zararlarını anlayamayabiliriz fakat ilerleyen zamanlarda tüm yetkinin tek elde toplanmasının zararları görülecektir. Ve yine görülecektir ki Milli Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi bugüne kadar olduğu gibi (Ergenekon, Suriye politikası, Fethullah GÜLEN vs.) yine haklı çıkacaktır. Bakın tarih tekerrürden ibarettir. Dönemin eski başbakanlarından merhum Menderes’in Müslümanların aleyhine olan 163.  maddeyi kanunlaştıracağını duyan merhum üstat Necip Fazıl hemen kendisinden bir randevu talep eder ve yanına varınca sorar: “Sayın Başbakanım bu madde çok tehlikelidir siz bir Müslüman olarak böyle bir şeyi nasıl yaparsınız”. Bunun üzerine Sayın Menderes der ki “Bak üstat ben de bu maddeyi çok isteyerek çıkartmıyorum, şartlar bunu gerektirdi. Ama sen içini ferah tut ben burada olduğum sürece bu madde uygulanmaz.” deyince üstat cebinden boş bir kağıt çıkarır ve önüne koyar ve der ki “Tamam Sayın Menderes sizde şu kağıda ölmeyeceğinize ve ömür boyu bu koltukta oturacağınıza dair bir imza atın bende gidip evimde rahatça uyuyayım” der. Şimdi bunun niye anlattım. Diyelim ki bugün devletin başında bulunan Sayın Cumhurbaşkanımız gerçekten iyi niyetleri olan biri. Peki, yarın başımıza bela olabilecek şahısların eline bu yetkilerin geçtiğini düşünün. Ki geçmişte olmadı mı? Mesela sağ kesimin oyunu alan Nurlu Süleymanları, Mesut Yılmazları görmedik mi? Buradan bazı kardeşlerimize bir konuda rahatsızlığımı dile getirmeden edemeyeceğim. Bu milleti kutuplaştırmaktan vazgeçin. Ya yanımızdasın ya karşımızdasın siyasetini bırakın. Yanınızda olmayanları vatan haini, İslam düşmanı gibi göstermenizin kimseye bir yararı yok. Sizler İslam adına olumlu bir karar aldınız da buna muhalefet mi ettik Ayrıca biz başkanlık sistemine de karşı çıkmadık. Sadece bu şekliyle gelen pakete evet demeyeceğimizi belirttik. Ve önerilerimizi de gayet anlaşılır bir şekilde en yetkili mercilere; başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, mecliste grubu bulunan bütün siyasi partilere çekincelerimizi sunduk şimdi buradan da çekincelerimizi maddeler halinde sizlere sunuyoruz. 1. KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ MUTLAKA SAĞLANMALIDIR Kuvvetler ayrılığı ilkesi olmazsa olmaz şarttır. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki uyum ve denge birinin diğeri üzerinde herhangi bir hâkimiyet ya da vesayet oluşturmasına imkân vermeyecek şekilde düzenlenmelidir. 2. GÜÇLÜ BİR MECLİS OLMAZSA OLMAZ ŞARTTIR İcranın tek elde toplandığı cumhurbaşkanlığı sisteminde istikrar en önemli avantajlardan biridir. Hükümeti kuramama ya da kurulmuş hükümetin güvenoyu ile düşürülmesi gibi kaygılar olmayacağı için güçlü bir icraat imkânı ortaya çıkacaktır. Ancak güçlü bir yürütme organı ile doğru orantılı olarak güçlü bir meclisin varlığı da olmazsa olmaz şarttır. 3. SEÇİM BARAJI MUTLAKA KALDIRILMALIDIR Güçlü bir meclis için siyasi partiler kanunundaki seçim barajları tamamen kaldırılmalıdır. Böylece TBMM, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği gerçek manada "milli irade tecelligahı" olma özelliği kazanacaktır. Yine güçlü bir meclis için TBMM'nin kanun yapma, bütçeyi onaylama, değiştirerek onaylama ve denetleme hakkı mutlaka korunmalıdır. 4. TBMM SADECE KENDİNİ FESH EDEBİLMELİDİR Özellikle TBMM'nin kendi iradesinin dışında feshine imkân tanıyacak her türlü düzenlemeden mutlak suretle uzak durulmalıdır. Çünkü böyle bir yetki meclisin itibarını zedeler. 5. ÖNEMLİ BAKANLIKLAR TBMM ONAYINA SUNULMALIDIR Ayrıca Milli Savunma, Adalet ve İçişleri gibi bazı önemli ve stratejik bakanlıklara atanacak isimlerin TBMM onayına sunulması sadece TBMM'de değil millet nezdinde hükümete saygınlık kazandıracaktır. 6. BAKANLAR İÇİN GENSORU HAKKI KORUNMALIDIR Hakkında suç isnadı bulunan bakanlar için gensoru benzeri bir soruşturma ve hesap sorma mekanizmasının varlığı TBMM'nin millet adına denetleme anlayışının bir gereği olarak görülmelidir. 7. PARTİLİ CUMHURBAŞKANI TARAFSIZLIK İLKESİNE AYKIRIDIR Yeni düzenleme ile gündeme gelen "partili cumhurbaşkanı" kamuoyunda haklı bir endişeye neden olmuştur. Gerçekten de cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmemesi anayasanın amir hükmü olan "tarafsızlık ve eşitlik" ilkesine gölge düşürmekle kalmayacak toplumun bütününü kucaklama noktasında eksiklik olarak algılanacaktır. 8. YARGI BAĞIMSIZLIĞI OLMAZSA OLMAZ ŞARTTIR Yeni anayasa teklifi çerçevesinde üzerinde titizlikle durulması gereken en önemli unsurlardan biri de yargı bağımsızlığıdır. Yargı ne yasamanın ne de yürütmenin etkisinde kalmayacak şekilde düzenlenmelidir. Çünkü adalet mülkün (devletin) temelidir. Yargının bağımsız olmadığı bir yerde haktan, hukuktan, adaletten bahsetmek mümkün değildir. Yargı bağımsızlığı ülkede huzurun, barışın ve kardeşliğin tesisi için olmazsa olmazımızdır. Takdir edersiniz ki herhangi bir organ veya kişinin etkisinde kalma ihtimali olan ya da başka bir güce bağımlı olan hukuk sistemi hiçbir zaman adil olamaz. Milletimiz için hayırlısını diliyor, bizlere köşesini açan değerli basınımıza çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.  
Saadet Partisi 19 Mayıs İlçe Başkanı Yusuf Yarım Başkanlık sistemi hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi 19 Mayıs İlçe Başkanı Yusuf Yarım yaptığı açıklamada: “Saadet Partisi olarak bizler tarihi sorumluluğumuzun farkında olarak, bu referandumda hayır diyeceğimizi belirtmemizin hemen ardından, yandaş medyada ve sosyal medyada her zaman olduğu gibi yine bir linç ve karalama kampanyası başladığını maalesef üzülerek görmekteyiz. Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki bizler Saadet Partisi olarak ülkemizin milletimizin, ümmetin, İslam Alemi’ nin adına alınan her kararı destekleriz. Fakat yeni hazırlanan pakette buna dair bir şey göremiyoruz. Belki kısa vadede bunun zararlarını anlayamayabiliriz fakat ilerleyen zamanlarda tüm yetkinin tek elde toplanmasının zararları görülecektir. Ve yine görülecektir ki Milli Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi bugüne kadar olduğu gibi (Ergenekon, Suriye politikası, Fethullah GÜLEN vs.) yine haklı çıkacaktır.

Bakın tarih tekerrürden ibarettir. Dönemin eski başbakanlarından merhum Menderes’in Müslümanların aleyhine olan 163.  maddeyi kanunlaştıracağını duyan merhum üstat Necip Fazıl hemen kendisinden bir randevu talep eder ve yanına varınca sorar: “Sayın Başbakanım bu madde çok tehlikelidir siz bir Müslüman olarak böyle bir şeyi nasıl yaparsınız”. Bunun üzerine Sayın Menderes der ki “Bak üstat ben de bu maddeyi çok isteyerek çıkartmıyorum, şartlar bunu gerektirdi. Ama sen içini ferah tut ben burada olduğum sürece bu madde uygulanmaz.” deyince üstat cebinden boş bir kağıt çıkarır ve önüne koyar ve der ki “Tamam Sayın Menderes sizde şu kağıda ölmeyeceğinize ve ömür boyu bu koltukta oturacağınıza dair bir imza atın bende gidip evimde rahatça uyuyayım” der.

Şimdi bunun niye anlattım. Diyelim ki bugün devletin başında bulunan Sayın Cumhurbaşkanımız gerçekten iyi niyetleri olan biri. Peki, yarın başımıza bela olabilecek şahısların eline bu yetkilerin geçtiğini düşünün. Ki geçmişte olmadı mı? Mesela sağ kesimin oyunu alan Nurlu Süleymanları, Mesut Yılmazları görmedik mi?

Buradan bazı kardeşlerimize bir konuda rahatsızlığımı dile getirmeden edemeyeceğim. Bu milleti kutuplaştırmaktan vazgeçin. Ya yanımızdasın ya karşımızdasın siyasetini bırakın. Yanınızda olmayanları vatan haini, İslam düşmanı gibi göstermenizin kimseye bir yararı yok. Sizler İslam adına olumlu bir karar aldınız da buna muhalefet mi ettik Ayrıca biz başkanlık sistemine de karşı çıkmadık. Sadece bu şekliyle gelen pakete evet demeyeceğimizi belirttik. Ve önerilerimizi de gayet anlaşılır bir şekilde en yetkili mercilere; başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, mecliste grubu bulunan bütün siyasi partilere çekincelerimizi sunduk şimdi buradan da çekincelerimizi maddeler halinde sizlere sunuyoruz.

1. KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ MUTLAKA SAĞLANMALIDIR

Kuvvetler ayrılığı ilkesi olmazsa olmaz şarttır. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki uyum ve denge birinin diğeri üzerinde herhangi bir hâkimiyet ya da vesayet oluşturmasına imkân vermeyecek şekilde düzenlenmelidir.

2. GÜÇLÜ BİR MECLİS OLMAZSA OLMAZ ŞARTTIR

İcranın tek elde toplandığı cumhurbaşkanlığı sisteminde istikrar en önemli avantajlardan biridir. Hükümeti kuramama ya da kurulmuş hükümetin güvenoyu ile düşürülmesi gibi kaygılar olmayacağı için güçlü bir icraat imkânı ortaya çıkacaktır. Ancak güçlü bir yürütme organı ile doğru orantılı olarak güçlü bir meclisin varlığı da olmazsa olmaz şarttır.

3. SEÇİM BARAJI MUTLAKA KALDIRILMALIDIR

Güçlü bir meclis için siyasi partiler kanunundaki seçim barajları tamamen kaldırılmalıdır. Böylece TBMM, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği gerçek manada "milli irade tecelligahı" olma özelliği kazanacaktır. Yine güçlü bir meclis için TBMM'nin kanun yapma, bütçeyi onaylama, değiştirerek onaylama ve denetleme hakkı mutlaka korunmalıdır.

4. TBMM SADECE KENDİNİ FESH EDEBİLMELİDİR

Özellikle TBMM'nin kendi iradesinin dışında feshine imkân tanıyacak her türlü düzenlemeden mutlak suretle uzak durulmalıdır. Çünkü böyle bir yetki meclisin itibarını zedeler.

5. ÖNEMLİ BAKANLIKLAR TBMM ONAYINA SUNULMALIDIR

Ayrıca Milli Savunma, Adalet ve İçişleri gibi bazı önemli ve stratejik bakanlıklara atanacak isimlerin TBMM onayına sunulması sadece TBMM'de değil millet nezdinde hükümete saygınlık kazandıracaktır.

6. BAKANLAR İÇİN GENSORU HAKKI KORUNMALIDIR

Hakkında suç isnadı bulunan bakanlar için gensoru benzeri bir soruşturma ve hesap sorma mekanizmasının varlığı TBMM'nin millet adına denetleme anlayışının bir gereği olarak görülmelidir.

7. PARTİLİ CUMHURBAŞKANI TARAFSIZLIK İLKESİNE AYKIRIDIR

Yeni düzenleme ile gündeme gelen "partili cumhurbaşkanı" kamuoyunda haklı bir endişeye neden olmuştur. Gerçekten de cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmemesi anayasanın amir hükmü olan "tarafsızlık ve eşitlik" ilkesine gölge düşürmekle kalmayacak toplumun bütününü kucaklama noktasında eksiklik olarak algılanacaktır.

8. YARGI BAĞIMSIZLIĞI OLMAZSA OLMAZ ŞARTTIR

Yeni anayasa teklifi çerçevesinde üzerinde titizlikle durulması gereken en önemli unsurlardan biri de yargı bağımsızlığıdır. Yargı ne yasamanın ne de yürütmenin etkisinde kalmayacak şekilde düzenlenmelidir. Çünkü adalet mülkün (devletin) temelidir. Yargının bağımsız olmadığı bir yerde haktan, hukuktan, adaletten bahsetmek mümkün değildir. Yargı bağımsızlığı ülkede huzurun, barışın ve kardeşliğin tesisi için olmazsa olmazımızdır. Takdir edersiniz ki herhangi bir organ veya kişinin etkisinde kalma ihtimali olan ya da başka bir güce bağımlı olan hukuk sistemi hiçbir zaman adil olamaz.

Milletimiz için hayırlısını diliyor, bizlere köşesini açan değerli basınımıza çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.