ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ

İsteyenlere saygı duyarım ama hiçbir futbol takımı umrumda olmaz. Şehrimin takımıdır, akrabam o takımda futbol oynuyor, renkleri hoşuma gidiyor gibi sebepler de beni o cendereye çekemez.

Salgın öncesinde maç izletilen mekânlarda gümbür gümbür okunan ezanı hiçbir şekilde umursamadan bağıra çağıra tezahürat yapanları gördüm.

Evde eşi, annesi, babası, çocukları yemeğe ya da çaya çağırdığı halde maçın başından kalkamayanları gördüm.

Hakeme kızdığı için ağza alınmayacak sinkaflı sözleri çevrede olanlara aldırmadan söyleyen küfürbazları gördüm.

Kendi tuttuğu takım gol atamayınca kızdığı için, gol atınca sevindiği için evindeki eşyaları kıran dökenleri gördüm.

Takım şampiyon olunca eline bayrağı alıp sokaklarda meşale yakan, gecenin bir yarısı araba konvoyları yapan, bağıra çağıra dolaşıp etrafta hasta mı var, çocuk mu uyuyor, rahatsız olanlar mı olur diye düşünmeden holiganlık yapan sporseverleri (!) gördüm.

Çocuklarına daha kendi dininin gereklerini öğretmenden hangi takımı tutacağını öğreten ebeveynleri gördüm.

Adın nedir diye sormadan bile bir çocuğa, hangi takımı tuttuğunu soranı, kendi takımı değilse çocuğun tuttuğu takıma söylenenleri gördüm.

Kendi takımını tutmadığı için en yakın arkadaşlarıyla arası açılan, maç esnasında en yakın arkadaşına bile sinkaflı sözler söyleyenleri gördüm.

Bugün Beşiktaş şampiyon oldu dün başkasıydı, yarın bir başkası olacak. Senin bundan haberin var da uğruna hayatını adadığın takımının senden haberi ne kadar var?

Bir futbolcunun aldığı transfer ücretini sen çalışarak kaç yılda kazanabilirsin?

Futbolcuların ve spor kulübü sahiplerinin bindiği otomobillere binme ihtimalin ne kadardır?

Peki, oturdukları villalar ve Boğaz’a nazır yalılarda oturmayı bırak önünde çay içme imkanın ne kadardır?

Beşiktaş Şampiyon oldu da bizim gündemimiz bu kadar yavan mı olmalı?

Dünyanın pek çok yerinde özellikle Müslüman din kardeşlerimiz evlerinden zorla çıkartılıyor, eşine çocuklarına türlü türlü zulümler yapılıyor, bedenleri paramparça ediliyorken,

İlk kıblemiz Mescid-i Aksa bu abluka ve savaş halindeyken,

Kâbe-i Muazzama taş yığınları arasına sıkıştırılmış ve birilerinin elinde mahkûmken,

Kazandığımız maaşlar, ücretler yıl kapanmadan bile kuş oluyorken,

Güzel ve bereketli ülkemde onlarca çeşit ürün yetişebiliyorken dışarıdan en temel gıda ürünlerini bile ithal ediyorken,

Yıllarca söylenmesine rağmen hâlâ yerli bir otomobilimiz yollarda değilken,

Evimizde soframızda türlü türlü yiyecekleri tüketirken işimize gelmeyenleri ya da beğenmediklerimizi israf ediyorken,

Dünyanın pek çok yerinde önleyebileceğimiz halde açlık ve susuzluk kol geziyorken,

Bize doğrudan hiçbir faydası olmayan bir takımın şampiyonluğunun bizim gündemimizde ne işi var!